Derecelendirme, bir şirketin yükümlülüklerini yerine getirebilme kabiliyetini ve borçlarını zamanında ve tam olarak geri ödeyebilme gücünü ve isteğini ölçen bir değerlendirme sürecidir. Bir şirketin derecelendirme analizi, aynı zamanda bu şirketin kredi itibarının (kredibilitesinin) gelecekte nasıl bir gelişme göstereceğini tahmin etmeyi amaçlar. Bir şirketin, bugünkü mali gücü ve ileride ne yönde değişeceğine dair edinilen kanaat, derecelendirme notları (ratings) ile ifade edilir. Derecelendirme notu pek çok verinin dikkate alındığı bilimsel bir çalışma sonucunda ulaşılan bir kanaattır. Derecelendirme notlarının belirlenmesinde; derecelendirme uzmanlarının uluslararası uygulamaları ve ülke koşullarını dikkate alarak birlikte geliştirdikleri, metodlar kullanılmaktadır.
Bu metodlar kapsamında oluşturulan kredi derecelendirme notlarında derecelendirme analistlerimizin kanaatleri de (expert judgement) dikkate alınmaktadır. Ancak bu yapılırken, farklı görüş açıları değerlendirilerek ve farklı varsayımlar test edilerek, objektivitenin sağlanması temel kriterlerimizden birisidir.
Derecelendirme analizinde, bir şirketin benimsediği iş stratejisine ve uyguladığı finansal politikalara bakılarak şirketin faaliyet ortamının riskleri çerçevesinde yükümlülüklerini gelirleri ile nasıl dengelediği incelenir. Bir şirketin finansal yükümlülüklerini yerine getirme yeteneği, özellikle nakite dönme gücü açısından değerlendirilerek, gelirlerinin kalitesi, çeşitliliği ve sürdürülebilirliği, mevcut yükümlülüklerinin yapısı ile karşılaştırılarak belirlenir.
Derecelendirme metodu kantitatif ve kalitatif faktörlerden oluşur. Analiz, başlıca üç temel risk kategorisi çerçevesinde yapılır; a) iş riski, b) finansal risk, c) ortaklık yapısı ve yönetim riski. Bu üç alandaki risk analizlerinden finansal risk analizi, ağırlıklı olarak kantitatif faktörlerden, diğerleri de ağırlıklı olarak kalitatif faktörlerden oluşur.
Diğer taraftan, finansal risk analizinde muhasebe standartları gibi kalitatif öğeler dikkate alınabilirken, iş riskinde piyasa payı gibi kantitatif öğeler de değerlendirilebilmektedir.
Uluslararası kıyaslamalar yapan global derecelendirme şirketlerinden farklı olarak, derecelendirilen kuruluşlar Türkiye'de aynı sektörde faaliyet gösteren benzer kuruluşlarla kıyaslanarak değerlendirilir. Bu açıdan, yapılan değerlendirme şirketin kendi sahip olduğu özelliklerinin yanı sıra, faaliyette bulunduğu sektörün temel özelliklerini ve ülke ekonomisinin yapısal faktörlerini de dikkate almaktadır. Hatta mümkün olduğu ölçüde aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle (peer group) karşılaştırılmaktadır. Böylece şirketlerin mali gücünün ulusal ölçekte ve sektörel bazda daha gerçekçi sıralanması mümkün olabilmektedir.
İlk aşamada "Şirket Profili" belirlenir. Bu aşamada şirketin verdiği bilgiler ve kamuya açık her türlü kaynaktan yararlanılarak şirketin yapısı, organizasyonu, faaliyet alanı, faaliyet konularının çeşitliği gibi ayrıntılar incelenerek nasıl bir iş modeli veya stratejisi uygulandığı belirlenir. Aynı zamanda her türlü ulusal ve uluslararası istatistiki kaynaklardan yararlanarak bir sektör araştırması yapılır, benzer kuruluşların performansları incelenir. Bu aşamada sektör verileri çerçevesinde şirketin konumu da değerlendirilir. Kalitatif faktörler arasında şirketin ortaklık yapısı temel kriterlerden biridir. Ortaklık yapısı çerçevesinde, ortakların itibarı, hangi sektörlerde faaliyet gösterdikleri, hakim ortakların destekleme gücü ve isteği değerlendirilir. Ortaklık yapısı derecelendirme notunu etkileyebilen bir faktördür.
Her şirket faaliyette bulunduğu sektör veya iş alanından dolayı belirli iş riskleri taşır. Şirketin iş riskini, faaliyet gösterdiği sektörün özellikleri ve şirketin sektör içindeki göreceli konumu belirler.
Faaliyet Ortamı
Her sektörün kendine özgü koşulları vardır ve bu koşullar bugün itibariyle veya ileride doğabilecek riskler içerebilirler. Bu itibarla sektörün özellikleri bütün yönleri ile incelenir.
Bu kapsamda;
- Ülke riski (ekonomik ve politik koşullar),
- Sektörün yapısı,
- Sektörün büyüme trendleri,
- Sektörün genel karlılık trendleri,
- Fiyatlamada esneklik,
- Talep yapısı,
- Maliyet yapısı,
- Sermaye yoğunluğu,
- Sektöre giriş çıkış kısıtlamaları,
- Mevsimsel ve konjonktürel özellikler,
- Yasal çerçeve ve (varsa) düzenleyici kuruluşun rolü
Rekabet Gücü
Rekabet gücünün ölçülmesi, bir şirketin benzer ölçekteki rakipleri ile kıyaslanarak, güçlü ve zayıf yönlerinin tespiti ile yapılır. Bu kapsamda şirketlerin sahip oldukları tedarik, ürün ve coğrafi çeşitlilikleri önem kazanmaktadır. Rekabet gücü ayrıca piyasa payı, ekonomik ölçek ve teknolojik yapısıyla verimlilik ve maliyet avantajları açısından da değerlendirilir.
- Pazar payı göstergeleri (ülke ve bölge ölçeğinde satış hasılatı)
- Piyasaya hâkim olmanın göstergeleri (İstikrarlı müşteri tabanı gibi)
- Rekabet unsurlarının analizi (Fiyat/Kalite/İmaj/Marka/Teknolojik üstünlük)
- Varsa maliyet üstünlüğünü oluşturan faktörler
- Çeşitlilik (diversification) göstergeleri (Ürün/Coğrafi/Müşteri vb. çeşitliliği)
Operasyonel Risk
Operasyonel riskler, insan hatalarından kaynaklanan veya teknolojik aksaklıkların neden olduğu gelir kayıpları riskleridir. Sel, deprem ve yangın gibi doğal olaylar da operasyonel riskler altında değerlendirildiği gibi önemli ölçüde gelir kaybına neden olabilen davalar ve grevler de bu risk kategorisine girer. Operasyonel riskler aynı zamanda hile, dolandırıcılık ve yolsuzlukların neden olduğu riskleri de kapsar. Önemli olan, yönetimin bu tür riskleri ne kadar öngörebildiği ve ne tür önlemler aldığıdır. Yangın, deprem, savaş veya terör saldırısı gibi olay risklerine (event risk) karşı yönetimin gerekli ve yeterli sigorta teminatı ve kapsamına sahip olup olmadığı sorgulanır.
A.2.1. Hakim Ortaklar
Kuruluşun ortaklık yapısı, ortakların kimliği, geçmiş deneyimleri, başka hangi alanlarda faaliyet gösterdikleri, hakim ortak bir holding veya şirketler grubu ise bu holdingin yapısı ve finansal performansı değerlendirilir. Aynı zamanda hakim ortakların iştiraklerini destekleme gücü ve/veya isteği derecelendirme kanaatini etkileyen en önemli kriterlerden biridir.
A.2.2. Yönetim
Derecelendirme metodolojisinin en önemli bölümlerinden biri şirket yönetiminin değerlendirilmesidir. Ne tür ürün veya hizmetler üretileceği, hangi stratejilerle çalışılacağı ve bu faaliyetlerin nasıl finanse edileceğine karar veren yönetim olduğuna göre, yönetimin etkinliği ve başarısı derecelendirme notunu etkiler. Yönetimin belirli ilkeler ve hedefler çerçevesinde çalışması, ileriki yıllara dönük gerçekçi bütçe ve nakit akışı projeksiyonları yapabilmesi ve bu hedeflere ulaşabilmesi şirketin öngörülebilirliği açısından önemlidir.
Risk Yönetimi
Yönetimin risklerini nasıl yönettiği etkin çalışmasının bir göstergesidir. Şirketin maruz kaldığı risklere karşı ne tür önlemler aldığı incelenir. Şirketin risklerini ne şekilde tanımladığı ve risklerin önemsenip önemsenmediği dikkate alınır. Ayrıca, şirketin yazılı risk politikalarının olup olmadığı ve nasıl uygulandığı incelenir.
Bu çerçevede özellikle aşağıdaki risk kategorilerine bakılır:
- Ülke Riski
- Sektör riski
- Piyasa riski (Kur, Faiz ve Fiyat)
- Karşı taraf riski
- İlişkili taraf riski
Kurumsal Yönetim
Temelde halka açık şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerine uyum göstermeleri zorunluluk iken, halka açık olmayan kuruluşların da kurumsal yönetim açısından donanımlı olmaları beklenir. Bu kapsamda Yönetim Kurulunun yapısı, bağımsızlığı ve işleyişi, karar mekanizmaları, profesyonel bir organizasyon yapısının varlığı, şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyi şirketin kurumsal yönetime verdiği önemi gösterir.
Kurumsal yönetim ilkelerine uyumlu olmamakla birlikte bir şirketin belirli bir düzeyde kurumsallaşmayı başarmış olması dahi öngörülebilirliğini arttırır.
B.1. Finansal Risk Analizi
Uzmanlar bir şirketin son 5 yıllık Bağımsız Denetim Raporlarını kullanarak finansal göstergelerini inceler. Finansal analizde; karlılık, nakit yaratma ve borç ödeme kapasitesi, sermaye yeterliliği, likidite ve finansal esneklik ayrıntılı olarak analiz edilir.
Karlılık
Bir şirketin varlığının sürdürülebilirliği ve büyümesi için yeterli gelir yaratabilir olması gerekir. Şirketin hiç bir finansal yükümlülüğü olmasa dahi giderlerini karşılaması, özkaynak yaratması ve olumsuz koşullara karşı güçlü konumda olabilmesi için faaliyetlerinden kar etmesi beklenir. Pay sahipleri açısından da bakıldığında şirket performansının başarısı yıl sonu karı ile ölçülmektedir. Karlılık analizinde, geçmiş yıllarda elde edilen gelirlerin kalitesi, kaynakları ve istikrarı gibi faktörler ve şirket yönetiminin sunduğu projeksiyonlar dikkate alınarak gelecek dönemlerdeki olası gelişmeler değerlendirilir.
Geçmiş dönemlerde düzenli gelir yaratmış olan karlı şirketler, doğal olarak diğerlerine nazaran borçlarının ödenmesinde veya sermaye piyasası araçları ile fonlama konusunda, daha büyük esnekliğe sahip olacaklardır.
Şirket karlılığının değerlendirilmesinde kullanılan rasyolar:
- Net Esas Faaliyet Karlılığı
- EBITDA
- Aktiflerin Getirisi
- Öz Kaynak Getirisi
- Kar Payı Dağıtım Oranı
- Dağıtılmamış Kâr Oranı
- Faiz Giderlerini Karşılama Oranı
Bir şirketin borçlarını geri ödemesinde, nakit akımı temel fon kaynağını sağladığına göre nakite dönme kabiliyeti ve borç ödeme kapasitesi birbiriyle çok yakından ilgilidir. Nakit akımı hem faaliyet içi hem de faaliyet dışı kaynaklardan oluşabilir. Faaliyet içi nakit akımı aynı zamanda operasyondan elde edilen fonlar olarak tanımlanır ve temelde düzeltilmiş vergi öncesi karlardan oluşur. Düzeltilmiş vergi öncesi karlar, amortisman ve nakit yaratmayan (yeniden değerleme gibi) kalemlerin kardan düşülmesinden sonra, faiz giderleri dahil karlar olarak tanımlanır.
Şirketlerin bir taraftan nakit girişleri ve çıkışları arasında denge sağlayabilmeleri, diğer taraftan operasyonları için yeterli seviyede nakit bulundurmaları gerekmektedir. Bu nedenle nakit planlamasının düzenli kontrol edilmesi ve pozitif nakit yaratabilmek için bazı önlemler alınması beklenir. Bir şirket karlı olmasına rağmen, düzenli ve planlı bir nakit akışı yaratamıyorsa borç ve yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir.
Nakit akımlarının eşleştirilmesinin yanı sıra aşağıdaki temel rasyolar kullanılır:
- Nakit akımlarının kaynakları ve istikrarı
- FAVÖK (EBITDA) / Faiz Giderleri
- Faaliyet Gelirleri / Toplam Borç
- Serbest Nakit Akımı / Toplam Borç
- Faaliyet Gelirleri / Yatırım Harcamaları
- Yatırım Harcamaları / Amortisman
Bir şirketin sermayesi ve finansal politikaları çoğu zaman o şirketin risk duyarlılığını yansıtır. Şirketin operasyonlarını ne ölçüde özsermaye ile finanse ettiği, ne ölçüde kredi alarak finanse ettiği derecelendirme notunda önemli rol oynar. Bununla beraber, çok düşük finansal kaldıraç ile çalışmak her zaman en uygun yönetim stratejisi olmayabilir. İlave sermaye bulunması, genelde kredi almaktan daha zor olduğuna göre bu ikisi arasında bir denge sağlanmalıdır.
Sermaye yapısı ve kaldıraç ölçümünde kullanılan temel rasyolar:
- Özkaynak/Aktifler
- Kısa Vadeli Borçlar / Özsermaye
- Uzun Vadeli Borçlar / Özsermaye
- Toplam Yükümlülükler / Özkaynaklar
- Toplam Finansal Yükümlülükler / Özkaynaklar
Finansal esneklik kavramı, likidite ölçümü ile alternatif finansman kaynaklarına ulaşabilme kapasitesini bir arada değerlendirir. İşletme sermayesinin yönetiminin etkinliği klasik likidite oranları ile yapılmakta iken, işletme sermayesi yönetiminin karlılık üzerine etkisini ölçmek için faaliyet döngüsü analizi kullanılmaktadır. Şirketin içinde bulunduğu sektör, şirketin büyüklüğü, kapasitesi, tedarik ve satış şartları vb. gibi şirkete özgü faktörler dikkate alınarak faaliyet döngüsünün analizi yapılır. İşletme sermayesi yönetimi kapsamında nakdin, alacakların, stokların ve kısa vadeli borçların yönetilmesi esastır.
Likidite ve Finansal Esneklik Ölçümünde Kullanılan Temel Rasyolar;
- Nakit Oranı
- Asit Test Oranı
- Cari Oran
- İşletme Sermayesi/Toplam Aktifler
- Ticari Alacak Devir Hızı
- Ticari Borç Devir Hızı
- Stok Devir Hızı
İlk görüşmede, temsilcilerimiz derecelendirme süreci, metodolojisi ve derecelendirme notları konularında bilgi verir. Firma yetkilileri derecelendirme notu almaya karar verdiklerinde bir sözlesme yapılır.
Derecelendirme Sözleşmesinin sürecin nasıl işleyeceğini ve bu süreç içinde tarafların karşılıklı hak ve sorumlulukların ne olduğunu, derecelendirme hizmetlerinin bedelini ve ne zaman ödeme yapılacağı gibi hususları açıklıkla belirtir.
Derecelendirme Sözleşmesinin yapılması ve taahhütlerin taraflarca imzalanması esastır. Derecelendirme süreci burada baslar.Derecelendirme uzmanının ücreti hiç bir sekilde sirketten alınan derecelendirme ücreti ile iliskilendirilemez. Aynı sekilde, derecelendirme ücreti hiç bir sekilde derecelendirme notu ile ilişkilendirilemez.
A. Bilgi ve Belge Talebi ile Belgelerin Hazırlanması
Bu aşamada, firma hakkında bir kanaat edinebilmek için gerekli görülen bilgilerin bir listesi firmaya sunulur. Bu liste temelde standart bir soru ve belge talep listesi olmakla beraber firmanın faaliyet konusu, sektörü ve diğer özellikleri dikkate alınarak özel olarak hazırlanır. Firma yetkilileri tam olarak ne gibi bilgilerin talep edildiğini anlamak için telefonla ve/veya toplantıların düzenlenmesi yoluyla her türlü yardımı talep etmelidirler.
Kamuya açıklanmayan bilgilerin talep edilmesi kanaat notunun olusmasında önemli bir rol oynar.
Derecelendirme notu sayet borçluya değil de sirket tahvili gibi belirli bir borçlanma aracına verilecek ise, bu finansman aracının ihraç kosulları hakkında ayrıntılı bilgiler alınır.
B. Yöneticilerle Toplantı (Due Diligence) ve Bilgilerin Görüşülmesi
Talep edilen bilgi ve belgeler ulaştıktan sonra şirket yöneticileri ile bu bilgilerin tartışılacağı bir toplantı (Due Diligence) düzenlenir. Kredi derecelendirme uzmanları elde ettikleri bilgi ve belgeleri inceledikten sonra, firma yetkilileri ile genel politika ve stratejilerin tartısıldığı bir toplantı düzenlenir. Bu toplantı bazı hallerde bütün bir gün sürebilir ve firmanın değisik departmanlarından temsilcilerin katılması, hatta hakim ortakların da bulunmaları talep edilebilir.
Kredi derecelendirme uzmanları elde ettikleri bilgilerin ve görüsmelerin ısığı altında firma ile ilgili değerlendirmelerini Kredi Derecelendirme Komitesine sunarlar. Bu değerlendirme raporu, firmanın faaliyet gösterdiği sektördeki konumunu, geçmis son 3–5 yıl içinde gösterdiği performans ile önümüzdeki yıllarda göstermesi beklenen performans tahminlerini, bu tahminlerin hangi varsayımlara dayandığını, SWOT analizini, yönetimin kalitesini ve güvenilirliği hakkında görüşleri içerir.
Bu görüşler çerçevesinde derecelendirme uzmanı firmaya verilecek kredi notu ile ilgili önerisini de belirtir. Kredi derecelendirme kurulusunda çalısan hiç bir kimse tek basına karar almaya yetkili değildir. Kredi derecelendirme kararları Kredi Derecelendirme Komitesinin toplantılarında alınır. Derecelendirme uzmanlarının hazırladığı rapor toplantıdan önce derecelendirme komitesi üyelerine gönderilir. Komite üyeleri uzmanın hazırladığı verileri ve önerilen kredi derecelendirme notunu tartısırlar ve bir kanaat olustuğu takdirde karar alırlar.
Kredi Derecelendirme Komitesinin kararı sirket veya kurulusa nedenleri ile bildirilir. Bu noktada firma Kredi Derecelendirme Komitesinin kararını ve gerekçelerini gözden geçirir ve gerekli gördüğü ilave bilgileri, düzeltmeleri ve katılmadığı görüsleri bildirir. Bu ek bilgiler ve görüsler değerlendirilir, rapor düzeltilebilir hatta Kredi Derecelendirme Komitesinin tekrar toplanmasına gerek duyulabilir.
Derecelendirme notunun kamuya bildirilmeden önce sirket yöneticilerine bildirilmesi ve kamuya açıklanması için onlardan izin alınması esastır. Firma, kredi notunun ve raporun son seklinin açıklanmamasını isteme hakkına haizdir. Açıklanmamasını istemesi halinde ya derecelendirme süreci sona erdirilir ya da gizlilik ilkelerine uyarak firmanın izlenmesine ve sonraki yıllarda tekrar derecelendirme yapılmasına karar verilebilir.
Firma kredi notunu kabul ediyorsa, kredi notu basın bildirisi ile kamuya açıklanır.
Kredi derecelendirme kurulusları ile derecelendirmeyi alan firmalar arasındaki iliski uzun vadelidir ve süreklilik arz eder. Derecelendirme notu kamuya açıklandıktan sonraki dönemde de firmanın gözetim altında tutulması, firmanın is yaptığı ortamın sürekli izlenmesi ve kosullarda temel bir değisiklik görüldüğü takdirde sirketten bilgi istenmesi derecelendirme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, kredi notunun verilmesinden sonra derecelendirme uzmanları firma ile temaslarını sürdüreceklerdir. Zaman zaman ziyaretlerde bulunarak temel hedeflerdeki gerçeklesmeleri veya sapmaları varsa yönetim ve üretim politikalarındaki değisiklikleri tartısacaklardır. Kredi notu yılda en az bir kere gözden geçirilir.